Duazimam bitince sucu, içi su dolu tas ile ayağa kalkar yönünü dedeye dönerek, şunu okur:
Allah Allah
La feta illa Ali illa Seyfe illa Zülfikar;
İlla Düldül, illa Kamber illa Şah. (3 defa)
Be erenler nerdeyiz
Gönüller evindeyiz
Gönüle giren gözden çıkmaz
Ne aşık kanar, ne Kevser tükenir.
Ne buna doymak olur
Ne bunu elden koymak olur
Bu dünyada bir olan
Yarın Cennet’te bir güzel oymak olur
Arif âşık, gerçeğe nişan
Nazik cemalin suyun veren
Pirim Ali Şahsuvar.
Hem sakidir hem sakadır
Kâinatın aynı budur
Bu sırrı değmeler bilmez
Hak bilir perverdigar
Arş yarıldı çıktı Düldül
O yanı nur, bu yanı nur
Eyleme şahı inkâr
Ey havari yola gel
Şah bana Mevla göründü
Ben Şah’ın mecnunuyum
Bunca yıldır eşiğinde
Olmuşum türlü yeksan
Hatice’yi Fatıma’yı sırrı ezelden gezer
Dediler ki “Şu cihanın nuru kimdir kim ola?”
Şah Hasan, Şah Hüseyin Şahı Ali’den yadigâr
Cömertler cömerdi sensin ey Emir-ül muteber,
Cömertliğin erkânı budur, dedi “Kamber sofra göster”
Şah Hatai’m nerde isen bu vasfını söyle gel.
Sucu devam eder:
Sadık-ı Şah
Selman-ı Pak
Ahmed-i Muhtar
Haydar-ı kerrar
Hu deyip içenlere
Rahmete geçenlere
Derim Saka: “İmam Hasan, Şah Hüseyin”
Şefaatullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kelamullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kerbela’yı deşti Kamber
Ser verenler aşkına, gözüm yaşı sebil oldu
Derim Saka: “İmam Hasan, Şah Hüseyin”
Kelamullah İmam Hasan, Şah Hüseyin.